Kalpler Sağır Olmuşsa Kulaklar Ne Yapsın?

Yeniden merhaba Euro imaj okurları. Nasılız diye sorarsak ...?

İlknur ARSLAN

Gazete Köşesi   A+a-

İlknur ARSLANİlknur ARSLAN 
ilknur@euroimaj.de
 E tabiimi koca bir yaz sezonunu daha arkamızda bıraktık ve is hayatimiz son hızıyla devam ediyor. Sadece is hayatimiz değil, okullar acildi, yeni sezona masraflar ve koşturmalar başladı derken… acaba bir şeyleri atladık mı veya unuttuğumuz bir şeyler var mı diye sorgularız kendimize. Yoğun bir dalgınlık içinde hayat mücadelemiz devam ediyor hatta sanki arka arkaya biriken, halledilmesi gereken islerimiz bizleri adeta kovalıyor.
Bu gidişatımız bizi ne kadar yoruyor...? Çok hâklisiniz! Sanki zaman bize meydan okuyor ve yaslandığımızın farkına varamıyoruz…
Daha dün çocuktuk ve bugün kendi çocuklarımızın büyümelerinin önüne geçemiyoruz. İnanılmaz hızlı gelişiyorlar ve bizler dalgınlıkla gün ve gün mücadele vermekle meşgulüz.
 
Ne kadar zorlanıyoruz demi? Sorumluluklarımız bizleri zorluyor, hangi arada büyüdük? Hatta daha çocukluğumuzda başlayan sorumluluklarımız yasımız geçtikçe büyüyor gibi… Sonra diyoruz kendimize “yaslandık mı ne “? Peki ne kadar takipteyiz yaşantımızı? Biliyoruz ki hayatımızda sadece isimiz yok. Özel hayatımızda ailemiz ve çocuklarımızda sırada bizi bekliyor. Biliyoruz bilmesine de ne yapıyoruz? Başından takipçisi miyiz ailemizin sorunlarının?
Bu konuyu bir ailenin içindeki iki ebeveyne yöneltiyorum. Sorumluluklar paylaşılmalı, ayni şekilde bütün sorunlar da beraberce dinlenilmeli ve çözüm bulunmalı. Bu zamanda genelde tek ebeveyn ile büyüyen çocuklarımız yoğun ve onların sorunları herkesten daha önemli, daha yoğun. Tek ebeveyn olarak bazen sorumlulukların ve sorunların üstesinden gelebilmek çok zordur. Çocukların illaki hem anneye hem de babaya ihtiyacı vardır. Keşke hayat düzeni çocukları etkilemese.
Maalesef en çok çocuklarımız etkileniyor. Sorunlar çocuklarımıza yansıyor ve bir ailenin düzeninin bozulması ayni şekilde çocuğun büyüme düzenini korkunç birse kilde etkiliyor. Rica ediyorum hiçbir çocuğu kınamayın, onlara çözüm bulun. Dinleyin kulak verin ne dertleri var diye… Okul başında kendisini gösteren öğrenciler Billah’sa göze batarlar. Öğretmenler mutlaka çocukların durumları hakkında velilerine bilgi verirler. Okul yılının ortalarına doğru çocuklarda sorunlar ya büyür ya da kendi cabaları ile bir şekilde başarılı olmayı başarırlar. Keşke her çocuk böyle olabilse ama maalesef onlar daha çocuk ve gerçekten yetişkinlerden daha zor süreçlerden geçiyorlar. Dinlemek gerek duymak gerek görmek gerek…
 
Hepimiz çocuk değimliydik? Hepimiz bazı şeyleri daha iyi yapacağız diye hedeflerle yola çıkmadık mı? Engel olmak ve kısıtlamak, ceza vermek ve başından savar gibi azarlamak hiçbir çözüm getirmez kimseye.
Biz yetişkinler zaten her gün etrafımızda bulunan kendini yetiştirememiş insanlar ile ister istemez karşılaşmak zorunda kalıyoruz ve bizler bile bu denetlemenin altında ne kadar zayıf hissediyorsak kendimizi çocuklarımızda bizlerden farklı değiller. Dışarıdan gördüğümüz yöntemi onlara uygulamamız haksızlıktır. Çünkü çocuklara örnek olan bu tavırlar, onların dışarıda ayni yöntemi uygulamaktan başka bir çözüm olmadığına inandırır. Yetişkin insanlar örnek olabilmeli, öğrenmek istemeli, takdir edip barış sağlayabilmeli en önemlisi sabır ile yaklaşılmalı. Ne kadar huzur verilirse o kadar mutlu ve barışık yasayabilir insanlar.
 
Herkes hata yapar…Öneriler…
 
Hata konusunu neden gündemde? Size bir itirafta bulunayım. Pedagoglar da hata yapar, insanlar ne de olsa… Çocuklarımızı emanet ettiğimiz Pedagoglar yeminli okumuş birer sabır küpü olarak karşımıza çıkarlar çocuklarımız kireç ve okul sürecinde. Onların görevi anne babalarının yokluğunda onları geleceğe en güzel şekilde hazırlamaktır. Pedagoglar kendilerini bu meslek için adamışlardır. Karakterleri ömürleri boyunca eğitim, caba, yardımlaşmadır.
Ebeveynlerle her zaman seviyeli, saygılı, sabırlı ve gerçekçi irtibat halinde olmaya çabalayan insanlardır.
 
Günde 400´e yakın çocuklarla, her birinin ayrı karakteri ile kendilerini de yetiştirirler.
Bunların yansıra çocukların ebeveynleri de onlara ömürleri boyunca, beklide kimsenin üstlenemeyeceği sorumluluk taşıyor ve bunu kendi hayatlarına katıyorlar.
 
Kendi hatalarını gördüklerinde, inanın herkesten fazla üzülürler ve bu onlara o kadar ağır gelir ki… “Nasıl böyle bir hata yapabildim…” diye kendilerine sorgularlar ve daha iyi olabilmek arzusu onları hayatları boyunca kendilerine de eğitmeğe teşvikler.
 
İnsan olabilmenin yolu bu hayatta ilk bastan, başkalarının hatalarını görmek değildir. O hataları beraberce düzeltmektir. “Her şeye çare bulunur, yeter ki birlik olsun…” diye pozitif düşüncelerle yarınlara beraber çıkabilecek çocuklar yetiştirmek hepimizin hedefi olmalı.
 
Sevgili okurlar, sizlerle her konuyu paylaşmak için buradayız. Sizlere bildiklerimizi en doğru şekilde aktarmak, önerilerinizi de en güzel şekilde değerlendirmek bizim görevimizdir.
Sır dolu bu hayatımızda her kim ne kadar hata yaparsa yapsın, hataları da kabul edip gerçeklerin yüzüne bakabilme kuvveti olması gereğince dinleyin ve o hataları beraber düzeltme çabasında olmayı deneyin.
 
Her ne kadar zor olsa da gerçekler yalandan daha güçlü bir karakterdir. İnsanlara kendilerine 2. Bir şansın verildiğine inandırır ve bu toplumumuza kazandırabileceğimiz en güzel örneklerden birisidir.
 
Sabır ve anlayış beslemeniz dileği ile sizleri eğitim konusunda desteklemekten gurur duyarım.
Yazarınız Ilknur Arslan yorum ve sorularınızı bekliyor. Bir dahaki yazımda sizlerin sorularınıza yönelerek yeniden buluşacağız inşallah.
 
Bana ilknur@euroimaj.de adresinden ulaşabilirsiniz.
 
 
Diğer tüm yazıları için buraya tıklayın!
Adınız
:
Mail
:
Mesajınız
:
Bu içeriğe ilk siz yorum yapın!
yazar'ın diğer yazıları
makale kategorileri
dergi sayıları
son gelişmeler
öne çıkanlar