İrade kısaca harekete geçme gücü ve yeteneğidir, fiilin gerçekleştirilmesinde belirleyicidir. İrade kişiyi fiile yönlendirmekte, fiil de iradeye bağlı olması bakımından gerçekleşme imkânı bulmaktadır. Her ne kadar irade fiilden önce geliyorsa da fiil sürecinde de onunla birlikte olan, onunla bütünleşen bir faaliyettir.
Soru sormayan ve anlatılanı algılamayan topluluklar kendisini yönetmeye kalkanlar tarafından yönetilmeye mahkûmdur.
Her söylenene körü körüne inanmamamız gerekir. Her söylenenin ardında bir çapanoğlu aramadığımız sürece eller tarafından çok yönetiliriz.
Onun için bizim milletimiz için en iyi idare sistemi de cumhuriyettir. Hürriyetin insanda vücut bulmuş halidir. Çok şükür nice 100 yıllarda da bu millet kendi yaşam biçimiyle bunu tasdik etmiştir.
Milli İrade, ulusun herhangi bir baskıya maruz kalmadan düşüncesini ortaya koyması olarak ifade edilmektedir. Milli İrade kavramının temelinde millet bulunmaktadır. Millet her zaman için değerli olmuştur. Bir milletin baskı ve şiddete maruz kalması türlü sıkıntılara yol açmaktadır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu milletin yolunu çizerken “Ne mutlu Türk’üm Diyene…” derken Türklüğü ırkçı bir kavram olarak almamış onu üst kimlik olarak tanımlamıştır.
Bizim milletimizde ırkçılık yoktur. Bizim insanımız hoşgörülüdür, müsamahalıdır.
“Yaratılanı severiz yaratandan ötürü” düsturu bizim için bağlayıcıdır.
İradenizi ödünç vermeyin!
Yaratılanı, yaratanın adına sevelim Sizi seviyorum…
